Sığınmacı ve mülteciler için bilgi teknolojileri

İnsanlık tarihi, insan kitlelerinin süreklilik içerisinde hareket ve etkileşimleri olarak okunabilir. Bazı zaman dilimlerinde, geçmişten kopuk bireyler tarafından istisnai olgular olarak algılanabilse bile, insanlığın tümü ve kuşakların sürekliliği göz önüne alındığında, zorunlu göçler ve göçlere bağlı etkileşimler insanlığın geleceğini belirleyen baskın bir unsur olarak karşımıza çıkmakta.

Son zamanlarda Avrupa, İkinci Dünya Savaşından beri belki de en büyük göç dalgasını deneyimliyor. Yaşanan bölgesel çatışmalar ve politik baskılar sonucu pek çok sığınmacı (asylum seeker) ve mülteci (refugee) kendisi ve çocukları için Avrupa’da daha insani bir yaşantıyı hedefliyor. Birleşmiş Milletler kayıtlarına göre savaşlar, şiddet ve insan hakları ihlallerinden dolayı 2014 yılında 59,5 milyon insan evlerini terk etti. Bu rakam bir önceki yıla nazaran 8,3 milyon kişi daha fazladır.

Aslında nüfusu azalan Avrupa’nın çeşitli nedenlerle güneyden gelecek nüfus baskısının karşısında kalması beklenmeyen bir durum değildir.  1987 yılında Fransız demografi uzmanı Alfred Sauvy, 1991 yılında “Avrupa Batacak” ismi ile Türkçe’ye çevrilen “L’Europe submergée: Sud – Nord dans 30 ans” adlı kitabında; “yaşamla dolup taşan Güney ile yaşlanan Avrupa arasındaki tezat dayanılamazdır. Kaçınılmaz olarak Güney Kuzeye taşacaktır” diyordu.

Doğu Akdeniz Yolu ve Akdeniz Deniz Yolu’nu kullanarak Avrupa’ya gelen insanlar politik, ahlaki, kültürel, ekonomik ve güvenlik yönleri ile ilgili tartışmaları da peşisıra getiriyor. Göç süreci bazen aşamalı olarak yaşanıyor. Önce bir ülkeye oradan bir diğerine, insanlar kendilerini emin hissettikleri yerlerin arayışına giriyorlar. Göç edenler bazen kendi köken ülkelerindeki sorunlarıyla hedef ülkelere taşınırken, yaşadıkları deneyimlerin travmatik sonuçları da çocuklar aracılığıyla gelecek kuşaklara iletiliyor.

Bu zorlu yolculuklarında akıllı telefonlar bu çağın mültecileri için en kritik eşyalardan birisidir. Bazı sığınmacılara göre akıllı telefonlar ve güç birimleri gıda ve barınaklar kadar önemlidir. Sığınmacılar genel olarak Facebook, WhatsApp, Skype, Viber gibi ücretsiz uygulamaları iletişim için kullanmaktadır. İnsanlar ayrıca GPS konumlarını diğer insanların da aynı yolu yakip edebilmeleri için paylaşmaktadır.

Çeşitli ülkelerde sivil inisiyatifler sığınmacılara yardımcı olmak üzere barınma ve uyumlarını kolaylaştırmaya yönelik uygulamalar geliştirmiştir. Bu kapsamdaki çeşitli girişim ve örnekler aşağıda kısaca özetlenmiştir.

Refugees Welcome: Bir grup Alman tarafından geliştirilen AirBNB benzeri bu web sitesi sığınmacılara barınma imkanı sağlamayı hedeflemektedir. Kullanıcılar kendilerinin boş yatak odalarını sığınmacıların barınma ihtiyacını gidermek üzere siteye kaydettirmektedirler.

Welcome App: Saxonia Systems AG ve Heinrich & Reuter Solutions GmbH ‘nin Almanya’daki göçmen, sığınmacı ve mültecilerin oryantasyonunu ve gündelik yaşantıya uyumlarını kolaylaştırmayı hedefleyen çok dilli (şu anda Almanca, İngilizce, Fransızca, Arapça ve Rusça, ihtiyaç durumunda genişletilebilir) bir uygulamadır. Android, iOS ve Windows Phone uyumludur. Yabancılar Kayıt Ofisinin (Ausländerbehörde) tahminlerine göre Almanya’ya gelen sığınmacıların akıllı telefon erişimi %80 kadardır. Bunlara yönelik uygun tarifeler geliştiren mobil operatörler de bulunmaktadır. İçerik olarak Almanya’ya entegrasyonu kolaylaştıracak genel bilgiler, yasal durum, haklar ve yasaklar, Almanya’da sığınma başvurusu süreci, gerekli dokümanlar ve işlemler, ilgili doğrudan telefon ve e-postalar, hayır kurumları gibi bilgiler yer almaktadır.

Crisis Info Hub: Ekim 2014 tarihinde, Google tarafından devreye alınan bu web sitesi, sığınmacılara yönelik rotalar üzerindeki yerleşim birimlerine ilişkin güncel bilgileri içermektedir.

Workee: Almanya’daki sığınmacılar için mobil iş eşleştirme platformudur. Şu anda kayıtlı 1300’den fazla iş arayan, 1400’den fazla işveren ve 1800’den fazla iş tanımı bulunmaktadır.

Refugees on rails: Sığınmacı ve mültecileri Avrupa kültür ve ekonomisini güçlendirmek üzere bir fırsat olarak kullanmayı hedefleyen bir girişimdir. Amacı yetenekli gençlerin yazılım geliştirme uzmanı haline getirilmesine destek sağlamaktır. Bu arada bağış olarak belli konfigürasyonun üzerindeki eski laptopları toplayıp kullanılmasını sağlamaktadır.

Fluchthelfer.in: Oldukça tartışmalı bir o kadar da ilgi çekici bir girişimdir. Alman aktivistler tarafından başlatılan bu girişim, özünde soğuk savaş döneminde Doğu Almanya’dan Batı Almanya’ya insan kaçırılması olgusundan ilham almaktadır. Kısaca Avrupalıları belgesiz olarak sınırları aşmaya çalışan sığınmacılara yardım etmesi konusunda teşvik eden bir web sitesidir.

Migreat: 2012 yılında iki göçmen tarafından Birleşik Krallık’ta kurulmuştur. Amacı göçmenliğin yükleri ve entegrasyon sürecine yardımcı olmaktır. Bugün Londra ve New York merkezli olan Migreat takımının %80’i göçmenlerden oluşmaktadır. Migreat göçmenlerin bilgiye erişimini kolaylaştırmaya çalışmaktadır. Bunu yaparken de çevrim içi ve mobil cihazlarla göçmenlerin gitmeyi planladıkları şehirde sosyal ilişkiler ağı kurmasına yardımcı olmaktadır.

Gherbetna: Türkiye’de resmi rakamlara göre kayıtlı iki milyona yakın Suriye’li mülteci yaşıyor. Kayıt dışı rakamlarla bu sayının 2,2 milyon eriştiği iddia ediliyor. Peki Türkiye’de Suriye’li mültecilere yönelik bir mobil uygulama var mı? Mojahed Akil adlı Türkiye’de yaşayan bilgisayar mühendisi bir sığınmacı, Türkiye’de  yaşayan Suriye’li sığınmacıları hayatını kolaylaştırmak için Gherbetna adında bir uygulama geliştirmiştir. İş listeleri, yerel iş ve hizmetler gibi fonksiyonları bulunan uygulamanın sığınmacıların ihtiyaç duyduğu konularda soru yöneltmesini ve yardımlaşmasını sağlayan işlevleri de bulunuyor.

Uluslarası düzeyde nüfus hareketleri aynı zamanda küresel olarak yönetilmesi gereken yeni sağlık problemleri ve riskler demektir. Bu riskler sadece bulaşıcı hastalık ajanlarını ve muhtemel salgınları içermemektedir. Göçmen sağlığı açısından tehdit ve risk analiz, değerlendirme ve yönetimi nadiren ön alıcı şekilde yapılmaktadır. Literatürdeki az sayıdaki çalışmalar kapsamında göçmen kadınların maruz kaldığı ev içi şiddet, beslenme alışkanlıklarındaki değişikliklerin kalp hastalıkları, diabet ve bazı kanser türlerine uzun dönemde ve sonraki kuşaklarda etkisi gibi konular bulunmaktadır. Akılcı ve kanıta dayalı eylemler geliştirebilmek üzere mülteci ve sığınmacılara yönelik veri toplama ve analiz uygulamaları geliştirilmiştir. Kısıtlı sayıdaki bu örneklerin daha da zenginleştirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır.

Twine: Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (United Nations High Commissioner for Refugees, UNHCR) mülteci işlemlerinde toplanan halk sağlığı verisini analiz etmek ve yönetmek için Twine adı verilen bir çevrim içi platform kullanmaktadır. Bu uygulama çerçevesinde, çok sayıda sektör ve operasyonel ortamı kapsayan çok sayıda farklı araç kullanılarak veri toplanmaktadır. UNHCR ve ortakları halk sağlığı programlarını tasarlamak, takip etmek ve değerlendirmek için Twine’da en uygun araçların kombinasyonlarını seçmektedir. Amaç, kanıta dayalı politika üretimi, gelişmiş  sağlık programları yönetimi ve mülteci sağlığını ilgilendiren doğrudan eylemler ile UNHCR’nin ilgi alanındaki kişilerin sağlık durumunu iyileştirmektir.

Interactive Map on Migration (i-Map): Etkileşimli göç haritası sağlayan bu sistem, ülke profil bilgileri, görseller ve güncel haberlere erişim ve paylaşım sağlayarak hükümetler arası iletişime destek hizmeti vermektedir.

Bölgesel ve küresel jeopolitiğin değişen yapısından dolayı kitlesel göç olgularından kaynaklı krizlerin giderek artacağı ve öngörülemeyen problemleri de peşi sıra getireceği açıktır. Bu problemlerin önemli bir boyutu da sağlık alanına ilişkin olacaktır. Günümüzün küreselleşen dünyasında, artan akışkanlık ve etkileşim geleneksel veri toplama, analiz ve bilgi üretim yaklaşımlarını yetersiz kılmakta, yeni ve karmaşık problem alanlarına yönelik bilgi teknolojileri tabanlı çözümler geliştirilmesi ve kullanılması gerekmektedir. Yükselen sorunlar karşısında insani değerlerimiz ve vicdanımız doğrultusunda akılcı, bilimsel ve gelecek nesilleri de hesaba katan çözümler geliştirilmesi kaçınılmaz bir zorunluluktur.

Kaynaklar:

1. Conant, Eve. The World’s Congested Human Migration Routes in 5 Maps. National Geographic. Yayım Tarihi: 19 Eylül 2015. Erişim Tarihi: 25 Aralık 2015.

2. Sauvy, Alfred. L’Europe submergée : Sud – Nord dans 30 ans. Yayım Tarihi: 1987. Dunod.

3. TWINE, Using Data to Protect Refugee Health. Erişim Tarihi: 25 Aralık 2015.

4. Gushulak B, Weekers J, Macpherson D. Migrants and emerging public health issues in a globalized world: threats, risks and challenges, an evidence-based framework. Emerg Health Threats J. 2009;2:e10. doi: 10.3134/ehtj.09.010. Epub 2010 Mar 31. PubMed PMID: 22460280; PubMed Central PMCID: PMC3167650.

5. Weissbecker, Inka; Leichner, Ashley. Addressing Mental Health Needs among Syrian Refugees. Middle East Institute. Yayım Tarihi: 22 Eylül 2015. Erişim Tarihi: 25.12.2015.

6. Kozlowska, Hanna. The most crucial item that migrants and refugees carry is a smartphone. Quartz. Yayım Tarihi: 14 Eylül 2015. Erişim Tarihi: 25 Aralık 2015.

7. Girit, Selin. Suriyeli mülteciler dosyası: Misafirlik uzadı mı? BBC Türkçe. Yayım Tarihi: 5 Ekim 2015. Erişim Tarihi: 25 Aralık 2015.

8. Asokan, Shyamantha. This App Wants To Make Life A Little Easier For Syrian Refugees. BuzzFeedNEWS. Yayım Tarihi: 9 Nisan 2015. Erişim Tarihi: 25 Aralık 2015.

9. Syria Regional Refugee Response. Inter-agency Information Sharing Portal. Erişim Tarihi: 25 Aralık 2015.

Yorum yapabilmek için kayıtlı kullanıcı olmanız gerekmektedir. Giriş