• %71 kadarı, doktor ve sağlık hizmet sağlayıcılarının bireysel iyilik hallerini yönetebilmek ve koruyucu bakım sağlamak üzere mobil uygulamalar sunmaları,
• %63 kadarı kendi sağlık verilerinin Wi-Fi yada diğer giyilebilir aygıtlardan aktarımının ve bu sayede kendileri ve doktorlarının iyilik hallerini takip edebilmeleri,
• %61 kadarı protez ve işitme cihazları gibi aygıtların 3D yazıcı ile üretilebilmesi,
• %60 kadarı telesağlık hizmetleri (doktorlarla yazılı yada görüntülü iletişim ve bu sayede randevu için gereksiz seyahat etmekten kurtulma gibi),
• %57 kadarı vücut içi yaşamsal bulguların takibi için kullanılan yutulabilir sensörler gibi yeni nesil aygıtlarla ilgilenmektedir.

Rapor ayrıca mevcut durum hakkında da bilgiler sunuyor. Buna göre sağlık sigortası olan hastaların;

• %10’dan azı web, e-posta yada mesajlaşma kullanarak doktor ve sağlık hizmet sağlayıcılarından randevu almakta,
• %40 kadarı doktorları ile beslenme ve egzersiz takibi, düzenli sağlık taramaları gibi koruyucu bakım hizmetlerini doktorları ile paylaşmamakta
• %62 kadarı sağlık kayıtlarının tutulması için doktorlara güvenmektedir. Bu arada ABD’lilerin %28 kadarı kişisel sağlık kayıtlarını hala kağıt ortamda tutmaktadır.

Günümüzde, bir yandan sürdürülebilir bir sağlık hizmeti sağlanması için çeşitli düzenlemeler ve özendirmeler yapılsa da, hastalar hala pasif tüketiciler konumundadır. Ülkemiz gibi, sektörde devlet ağırlığı bulunan ülkelerde, gerçek bir iş akışı dönüşümü için devlet destekli  sürdürülebilir projeler ortaya konması gerekiyor. Bu konudaki farkındalığın geliştirilmesi, sağlık hizmeti sunumunda temel role sahip hekimlerin ve sağlık çalışanlarının bu kavramla buluşturulması ise öncelikli hedef olmalıdır.

Kaynak: 

Holly Bridges. The doctor will text you now: What millennials want from digital health. Yayım tarihi: 15.02.2015